Erdoğan ‘Bunu verirsem vatana ihanet ederim’ demişti: Köprü ve otoyol özelleştirmeleri yeniden gündemde!

ABD merkezli Bloomberg ajansının edindiği bilgilere göre, Türkiye hükümeti 15 Temmuz Şehitler ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile birlikte dokuz otoyolun işletme haklarını satış sürecine hazırlanıyor. Bu adım atıldığı takdirde, ülke tarihindeki en büyük özelleştirme anlaşması niteliği taşıyacak.

Konuya ilişkin edinilen bilgilere göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bağlı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), söz konusu köprüler ve otoyollar için yatırım bankalarından teklif almaya başladı. Planların henüz resmi olarak açıklanmaması nedeniyle kaynaklar kimliklerinin gizli tutulmasını istedi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan konuya ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.

KRİTİK ALTYAPI VARLIKLARI SATIŞA ÇIKIYOR

Türkiye’nin en stratejik altyapı varlıkları arasında yer alan bu köprüler ve otoyollar için farklı özelleştirme seçenekleri masada bulunuyor. Hükümet, köprü ve otoyolların satışı ya da kamu-özel sektör ortaklığı modellerini değerlendiriyor.

Konuya yakın kaynaklardan alınan bilgilere göre, süreç henüz erken aşamalarında bulunuyor ve nihai karar alınmış değil. Köprü ve otoyollar şu anda devlet şirketi tarafından işletiliyor.

Bu adımın temel hedefi, devlet bütçesi için kaynak yaratmak ve kamu borcunu azaltmak olarak öne çıkarken diğer özelleştirmelerle birlikte alıcı olarak teklif veren firmaların kârları da dikkat çekiyor.

Özelleştirme ile kullanım hakkını belirli bir süre için satın alan firmalar bu sürede yapacakları kazancın daha altında teklif vererek kâr etme amacı güderken bu özelleştirmeler Yap İşlet Devret (YİP) projeleri ile birlikte tartışma yaratmaya devam ediyor. Çanakkale Köprüsü başta olmak üzere YİP projelerindeki zararlar milyarca dolarla ifade ediliyor.

Devletin proje ile birlikte kasasına girmesi beklenen milyarlarca dolarlık bedel çok daha azına kısa süreli kaynak oluşturmak amacıyla satılıyor.

4,4 MİLYAR DOLARLIK ÖZELLEŞTİRME HEDEFİ

Geçtiğimiz günlerde açıklanan Orta Vadeli Plan’da 2026 yılı için öngörülen 185 milyar TL’lik özelleştirme geliri dikkat çekti. Bu rakam, güncel kurla yaklaşık 4,4 milyar dolar anlamına geliyor.

Özelleştirme planları, 2012 yılında yaşanan süreci hatırlatıyor. O dönemde yaklaşık 2.000 kilometrelik otoyol ağıyla birlikte köprülerin işletme hakları için açılan ihalede, Koç Holding, Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı ve Malezya merkezli UEM Group’tan oluşan konsorsiyum 25 yıllık süre için 5,7 milyar dolarlık teklif vermişti.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan bu ihaleyi iptal etmişti. Erdoğan, 26 Şubat 2013’te konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu rakam beni tatmin etmedi. Ben bunun üzerine bir çalışma yaptırdım. Bu ihalenin olması gereken en üst rakam ne olabilir? Burada bunun iki katı bir rakam çıktı karşıma. Arkadaşlar böyle çıktıktan sonra ben bunu verirsem vatana ihanet ederim, halkıma ihanet ederim” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan’ın o dönem 5,7 milyar dolarlık teklifi düşük bularak reddetmesinin ardından, şimdi Orta Vadeli Plan’da toplam özelleştirme geliri olarak verilen hedefin 4,4 milyar dolar olarak öngörülmesi soru işaretleri yarattı.

Erdoğan’ın ”vatana ihanet” sözlerini kullandığı ihalenin boyutu ise bir başka soru işareti. Türkiye Cumhuriyeti’nde 1986 ve 2024 yılları arasında yapılan tüm özelleştirmelerin toplamı 134.1 milyar TL’ye karşılık gelirken bugün 2026 yılı için planlandığı ifade edilen özelleştirmelerin toplam büyüklüğü ise 186 milyar TL.

TALAN KÖPRÜSÜ OLARAK ANILDI!

Özelleştirmeler içinde kamuoyunda en çok yer alanlardan biri Çanakkale Köprüsü’ydü. Köprünün yapım maliyetine kıyasla garanti verilen ücret arasındaki fark büyük zararı ortaya koydu.

Çanakkale Köprüsü’nde 2024 yılında verilen geçiş garantisi karşılanamayınca köprüyü işleten şirkete 281 milyon Euro ödeme yapılmıştı.

2034 yılına kadar işletilmeye devam edilecek köprü daha sonra devlete devredilecek. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapımı için ”Milletin cebinden 5 kuruş çıkmayacak” ifadelerini kullandığı Çanakkale Köprüsü’nün yapım maliyeti 1 milyar 750 milyon Euro olarak hesaplanıyor. Garanti edilen sayıya ulaşılmadığında devlet fark için işletmeciye Hazine’den ödeme yaparken garanti edilen sayıya ulaşıldığında ise köprüyü kullanan halktan alınan bedel bu kez devlete değil yine işletmeciye kalıyor.

Author: can tok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir